Alanya’da Kısa Süreli Kiralama Yasaları: Bilmeniz Gerekenler
 
                Alanya’daki gayrimenkullerle ilgili şu anda en çok tartışılan konu, şüphesiz özel mülkiyete ait konutların kısa süreli kiralanmasına ilişkin yasadaki değişikliklerdir.
Bu durum, gayrimenkullerini kiraya vermeyen özel mülk sahipleri için de geçerli olan birkaç başka tartışmayı da beraberinde getirdi.
Özellikle iki soru tartışılıyor...
Evimde kalan kişiler ne zaman ticari kiracı olarak kabul edilir?
Misafirlerimi yerel yetkililere kaydettirmem gerekiyor mu ve bu nasıl yapılır?
Sosyal medya platformlarında canlı bir tartışma sürüyor. Şu ana kadar mevcut bilgilerin çoğu "şuna göre...", "duyduk ki...", "yerel yetkililer söyledi ki..." gibi üçüncü taraf bilgileriydi.
Bu blog yazısında biraz farklı bir yaklaşım benimsiyoruz. Mevcut yasaları inceleyecek ve yasaların ve yönetmeliklerin gerçekten ne dediğine dayalı bir görüş oluşturacağız.
Başlamadan önce, bunu dikkatle not edin
- Bu bilgiler, gayrimenkullerini gerçekten ticari amaçla kiraya veren kişiler için değildir.
- "Misafir" kelimesiyle, örneğin aile, arkadaş veya tanıdıklar gibi, siz kullanmadığınızda Türkiye’deki evinizi ticari olmayan bir şekilde kullanmalarına izin verdiğiniz bir veya daha fazla kişiyi kastediyoruz. Başka bir deyişle: Tanıdığınız birini, siz evde yokken ücretsiz olarak evinizde kalmasına izin veriyorsunuz.
- "Kira" kelimesiyle, evinizi kullanan ve bunun için ödeme yapan bir veya daha fazla kişiyi kastediyoruz.
Misafirler ne zaman ticari kiracı olarak kabul edilir?
Yasada bununla ilgili özel bir tanım yoktur. Sorunun açık cevabı, misafirlerin misafir, kiraların da kira olduğudur. Ücretsiz kalan misafirler misafirdir, kiracılar size ödeme yapar.
Geçtiğimiz günlerde Alanya’da düzenlenen bir bilgilendirme toplantısında yerel vergi daireleri, "yalnızca birinci derece akrabalar ticari olmayan misafir olarak kabul edilir, diğer herkes ticari kiracıdır" dedi. Ancak mevcut yasaya bakıldığında, misafirler ve kiracılar arasında böyle bir ayrım yoktur.
Bu nedenle, bu ifade mevcut yasayla desteklenmeyen bir ifadedir ve mantıklı bir bakış açısıyla, amcanızın siz yokken evinizi kullanamayacağını düşünmek makul görünmemektedir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, ticari kiralama yapmadığınızı kanıtlamak sizin sorumluluğunuzda değildir. Yerel yetkililerin, evinizde ticari ve ücretli kiracılar bulunduğunu kanıtlaması gerekir.
Yani mevcut yasa ile yerel yetkililerin söyledikleri arasında açık bir fark vardır. Bu elbette tüm taraflar için rahatsız edici durumlara yol açabilir. Biz, mevcut yasanın geçerli olacağına ve daha önce olduğu gibi misafirlerinizi sorunsuz bir şekilde evinizde ağırlayabileceğinize inanıyoruz.
Evini kullanan tüm misafirler polis veya jandarmaya kaydedilmeli mi?
Bilgilendirme toplantısında polis ve jandarma, "gayrimenkul sahipleri, ev sahibi bulunmadığında evde kimlerin bulunduğunu yerel yetkililere bildirmekle yükümlüdür" dedi.
Ancak yasaya bakıldığında, böyle bir kayıt sistemi belirtilmemiştir ve mevcutta da yoktur, ne şimdi ne de önceden.
Sosyal medyada, misafir kaydı için devlet sitelerine bağlantılar ve manuel kayıt için kağıt formlar paylaşılmıştır. Ancak bu siteler ve formlar, tümüyle ticari kullanım için tasarlanmıştır; örneğin oteller, kamp alanları, yurtlar, hosteller ve diğer konaklama yerleri.
Gerçekte, özel misafirleri kaydetmek için bir sistem yoktur ve özel kişiler başka bir özel mülkiyete ait konutta misafir olarak kaldığında herhangi bir yere kayıt yaptırmak zorunda değildir – ev sahibinin orada olup olmadığına bakılmaksızın.
Elbette, tüm diğer ülkelerde olduğu gibi ikametgah kaydı sistemi vardır. Ancak bu sistemin evinizdeki misafirlerin kaydıyla hiçbir ilgisi yoktur.
Bu da yalnızca yabancılar için geçerli bir "turistik" konu değildir; çünkü yasada yabancıların Türk vatandaşlarından farklı kurallara tabi olacağına dair herhangi bir hüküm yoktur.
Bunu başka bir açıdan ele alalım ve küçük bir deney yapalım:
Mustafa Alanya’da, çocukluk arkadaşı Kemal ise İstanbul’da yaşıyor. Şimdi Kemal, Ankara’ya ailesini ziyaret etmek için bir hafta gidiyor. Kemal yokken Mustafa’ya İstanbul’daki evini kullanmasına izin veriyor.
Mustafa bu konaklamayı bir yere kaydedecek mi? Herhangi bir Türk’e sorun, şaşkın bakacak ve "Kayıt mı? Neden? Elbette hayır..." diyecektir.
İşte cevabınız burada...
Şimdi ne olacak?
Bu cevaplanması zor iyi bir sorudur. Söylenenlerle yasanın desteklediği gerçekler arasında açık bir fark vardır.
Bunun nasıl böyle olabildiğini tam olarak anlamıyoruz. Ancak sonuç olarak yanlış bilgiler bir anda gerçek gibi kabul ediliyor. Ve yanlış bilgiler sosyal medya ve emlak danışmanları ile yönetim şirketlerinin bültenleri aracılığıyla yayılınca, çok fazla kafa karışıklığı ortaya çıkıyor.
Her şeyi daha iyi bildiğimizi iddia etmiyoruz. Ancak, şu anda dolaşan bilgilerin çoğunun gerçeklerle desteklenmediğini, yalnızca birilerinin duyduğu veya söylediğine dayandığını belirtiyoruz.
Bu yanlış bilgilerin bir kısmının yerel yetkililerden gelmesi üzücü, ancak bu bilgileri doğru yapmaz.
Bu blog yazısı, bir bilgi sayfası olarak değil, hukuki perspektiften devam eden tartışmaya katkı olarak görülmelidir.
Eğer sizlerden herhangi birinin somut bilgisi varsa, duymak isteriz.
Daha fazla bilgi ve açıklama mevcut olana kadar aşağıdaki önlemleri almanızı öneriyoruz. Bunların hiçbiri yasal olarak zorunlu değil, ancak yanlış anlamaları önlemeye yardımcı olabilir:
- Misafirlerinize evinizi kullanma izni verirken, onlara Türkçe ve İngilizce olarak imzalı bir mektup verin; evinizi ücretsiz olarak misafir olarak kullanmalarına izin verdiğinizi ve ilişkinizi açıklayın. Tüm tarafların pasaport kopyalarını ve tapu belgesinin bir kopyasını ekleyin.
- Misafirler ile ev sahibi arasındaki ilişkiyi gösteren bilgiler hazırlayın; örneğin fotoğraflar veya sosyal medya paylaşımları.
- Ev yöneticinizi, kapıcıyı ve gerekirse komşularınızı misafirlerin evi kullanacakları konusunda bilgilendirin.
Umarız yakında daha net bir cevap ve doğru bilgi hakkında ortak bir anlayış elde ederiz. O zamana kadar sabırlı olmalı ve panik yapmamalıyız – çünkü gerçekte endişelenecek çok fazla şey yok.
Okuduğunuz için teşekkür ederiz!
Ek bilgiler ve bağlantılar
Kaydı ilgilendiren yasa "kimlik bildirim kanunu" olarak adlandırılır ve buradan erişilebilir.
Basit bir Google çevirisi ile bile, bu yasanın oteller, moteller, kamp alanları, okullar, yurtlar, hosteller ve diğer konaklama yerlerini kapsadığı açıkça görülebilir. Türkçede bu yerler "konaklama" olarak adlandırılır.
Metinde "özel, kamu ve resmi konaklama" ifadelerini görebilirsiniz. Bu bağlamda "özel", sizin özel evinizi değil, çoğunlukla oteller, kiralık daireler, hosteller ve ücretli konaklama sunan diğer özel mülkleri ifade eder. Özel evlerdeki özel misafirler için geçerliliği yoktur.
Ve soracaksanız: Hayır, görüşümüzü Google çevirisine dayandırmadık. Biz, şirketimize bağlı iki bağımsız hukukçu ve şirket dışında bir başka bağımsız hukukçu, hepsi aynı hukuki görüşü ifade etmiştir.
"kimlik bildirim kanunu"nda, özel kişilerle ilgili bazı maddeler vardır.
Madde 7, geçici taşınmaları tanımlar; örneğin bir yaz boyunca dağ evinde kalmak. Ayrıca "aile reisi", temsil ettiği aile 30 günden uzun kalırsa kayıt yaptırmak zorundadır. Yani misafirleriniz 30 günden uzun kalıyorsa, ev sahibi orada olsa da olmasa da kayıt gereklidir.
Yan not olarak, evde yokken misafirlerin 30 günden uzun kalmasına izin vermemek düşünülebilir. Aksi takdirde, kira ödemeyen misafirlerin evde 30 günden uzun kalmasının nedenini açıklamak zor olabilir. Ancak tekrar, yasada misafirlerin 30 günden kısa kalması gerektiği yönünde bir hüküm yoktur.
Madde 11’de, özel mülkiyete sahip komplekslerde yöneticiler, kapıcılar ve yönetim kurulu üyelerinin, birimlerde veya garajlar ve diğer ortak alanlar gibi ortak alanlarda yetkisiz kişilerin bulunup bulunmadığını kontrol etmekle yükümlü olduğu belirtilir.
Sorulması durumunda, ev sahibi ve kiracılar, kompleksle olan bağlantılarını kanıtlamak için yöneticiler, kapıcılar ve yönetim kurulu üyeleri ile iş birliği yapmak zorundadır.
Bu ne anlama geliyor? Bu, kapıcınızın, yönetim kurulu üyelerinin veya yönetim şirketinin, kompleks içinde bulunan herhangi bir kişiden kimliğini göstermesini ve bölgeyle ilişkisini açıklamasını isteme hakkına sahip olduğu anlamına gelir.
Bunu yapma girişimi, ev sahibi, misafir veya kompleks ziyaretçisi değil, yöneticide bulunur.
Gördüğümüz bir başka örnek, yerel yetkililerin mülk sahiplerine "tesis bildirim formu"nu doldurmalarını söylediğidir. Bu form örneğine buradan ulaşabilirsiniz; Malatya Ticaret Odası bunu çevrimiçi olarak sunmuştur.
Form aslında bireyler için tasarlanmamıştır. Bir yerin (iş yeri, otel veya başka bir tesis gibi) iletişim bilgilerini jandarmaya ilettiği bir formdur. Yani jandarmanın, sahadaki sorumlu kişiyle görüşmek istediğinde kimi arayacağını belirtir.
"tesis bildirim sistemi" ile ilgili daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
El kitaplarına göre sistem iki bölüme ayrılmıştır:
- Sayfa 11: Konaklayan işlemleri – Bu oteller, moteller, kamp alanları vb. konaklamaları kapsar.
- Sayfa 16: Çalışan işlemleri – Bu genellikle iş yerinde kalan veya işverenin konaklamadan sorumlu olduğu personeli ilgilendirir.
Tekrar, bunun özel evler ve onların özel misafirleriyle hiçbir ilgisi yoktur.