Görülmeye Değer Yerler


Tatilinizi planlamaya buradan başlayın, ziyaret edilecek en güzel yerleri ve nasıl gidileceğini öğrenin.

Alanya’nın Eski Gelenek ve Görenekleri

Unutmayın ki bütün geleneklerin direk olarak bir amacı yoktur ve genel olarak mantıklı bir açıklama beklenmemelidir. Burada açıklanan gelenek ve görenekler bir çoğundan seçmedir ve çoğu artık sürdürülmemektedir.

Çocuklar:
-Yeni doğan bir çocuğun ilk altı ay boyunca tırnakları kesilmez. Altı ay sonunda çocuğun eli babasının cebine sokulur ve çocuk para çıkaratır. Para, meyve ve çerez için harcanır ve komşularla paylaşılır. Bundan sonra tırnaklar kesilir.
- Yeni doğan çocuk evine getirildiği zaman tüm ziyaretçiler güzel bir yemeğe davet edilir. Bu çocuğun egoistik bir karakter edinmesini önlemek için yapılır.
- Eğer aynı gün içerisinde aynı alanda birden fazla çocuk doğarsa ebeveynler kendi aralarında dikiş iğnesi ve ekmek değiş tokuş ederler. Bu çocukların tembel olmalarını engellemek içindir.

Hastalık durumunda:
- - Hastası olan bir evin önünde köpek havlarsa bu kötü bir işaret olarak kabul edilir. Bu durumda evden köpeğe yanan kömür ve soğan atılır. Aynı zamanda köpeğe “İnşallah ağzın yanar” diye bağrılır.
- Bir göz enfeksiyonu halinde enfeksiyon kapmış göz köpeğin su içtiği bir tastan alınan su ile kapatılır. Bu enfeksiyonu iyileştirecektir.
- Kulak etrafındaki şişliklerde ise şiş kulağın etrafında ölü bir domuzun dişi ile daireler çizilir. Bu gökte yıldızlar çıktığı zaman okunan bir duadan sonra yapılmalıdır.
- Eğer bir kimse alerji geçiriyor ise kişiye kırmızı bir bant takılır ve aynı şeyi art arda tekrarlayan çocuklar tarafından kovalanır. Bu alerjiyi geçirecektir.

Yolcu:
Eğer bir yolcu uzun bir yolculuğa çıkıyor ise arkasından yere su dökülür. Bu yolculuğu “su gibi akıcı” hale getirmesi için yapılır.


Mimar Sinan

Mimar Sinan Kayseri’nin Aðýrnas köyünde doðdu.
1511’de Yavuz Sultan Selim zamanýnda Ýstanbul’a geldi. Mimar olarak Yavuz Sultan Selim’in Mýsýr seferine katýldý. 1521 yýlýnda Kanuni Sultan Süleyman’nýn Belgrad seferine yeniçeri olarak katýldý. 1538 yýlýnda Osmanlý Devletinin baþmimarý oldu.
Mimar Sinan’ýn mimarbaþý olduktan sonra verdiði üç eser onun sanatýnýn geliþmesini gösteren basamaklardýr.
Bunlarýn ilki Þehzade camii ve külliyesidir. Kendi tabiriyle kalfalýk döneminde (1550-1557) yýllarý arasýnda yaptýðý Süleymaniye Camii onun en muhteþem eserlerindendir. Ustalýk eseri ise Edirne’de yapmýþ olduðu Selimiye Camidir.
Mimar Sinan hayatý boyunca toplam 365 Eser vermiþtir. Eserlerinin büyük bir kýsmý Ýstanbul’dadýr.
Mimar Sinan 17 nisan 1558 Yýlýnda vefat etmiþtir. Mezarý Süleymaniye camii’nin yanýnda kendi yaptýðý sade Türbe’dedir.


Sertab Erener

Türkiye’nin ünlü pop şarkıcılarından Sertab Erener, 2003 yılında “Everyway that I can” isimli şarkısı ile Eurovision şarkı yarışmasını kazanmıştır.
1964 yılının Aralık ayında dünyaya gelen ve İstanbullu olan Sertab Türk pop müziğinin divalarından biri olarak gösterilmektedir.
Müzik kariyerine başlamadan önce üniversitede müzik eğitimi almıştır. 1992 yılında çıkardığı ‘Sakin Ol’ isimli ilk albümünü sonraki 10 yılda 4 Türkçe albüm daha izlemiştir.
Eurovision şarkı yarışmasında elde ettiği başarının ardından 2004 yılında ilk İngilizce albümü “No Boundaries” i çıkarmıştır.
Başarılarla dolu geçen yılların ardından 2007 yılının Mart ayında içinde İspanyolca, Yunanca ve İngilizce düetlerin de yer aldığı ‘Best of Sertab Erener’ albümü piyasaya çıkmıştır, düetlerden bir tanesi de Ricky Martin iledir.

Sertab kariyeri ile ilgili hiç bir pişmanlığı olmadığını ve geçen 15 yıl boyunca dilediği herşeyi gerçekleştirdiğini söylemektedir. Daha yapılacak çok şey olduğunu da Kabul etmekle birlikte ulaştığı noktadan mutluluk duymaktadır.
Onun sırrı her günü yeni bir başlangıç olarak görmesi ve hayallerini gerçekleştirmek için kendini yorup zorlamadan çalışmasıdır.


Orhan Pamuk



İsveç Akademisi tarafından verilen 2006 yılının edebiyat ödülü gerçekçi bir eğilimle öne çıkan roman yazma başarısı ile Türk yazar Orhan Pamuk’a verildi.

1952 yılında İstanbul’da doğan Pamuk, geleneksel bir Osmanlı ailesini çevreleyen dünyanın daha batılılaştığı zamanlarda büyüdü, bu ortam 3 kuşak boyunca bir aileyi anlatan ilk kitabı “Cevdet Bey ve Oğulları” için olağanüstü bir hikaye sağladı.
Pamuk İstanbul Robert Kolej’ de öğrenim gördü ve İstanbul Teknik Üniversitesi’ nde ailesinin isteği ile mimarlık okudu; üç yıl sonra tam zamanlı bir yazar olmak için kendi isteği ile ayrıldı ve 1976’ da İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’ nden mezun oldu. 1985 – 1988 yılları arasında New York Colombia Üniversitesi’ nde burslu öğrenci olarak bulundu, sonra doğduğu yer olan İstanbul’a dönerek 2006 yılına kadar burada yaşadı. Şu anda ziyaretçi profesör olarak Colombia’ da bulunmaktadır.
Pamuk’ un romanları tartışmaya yolaçan konuları işlemesi ile ün kazandı ve ülkesinde aleyhinde dava açılmasına kadar giden bazı yasal sorunlar yaşadı. Bu davaların hepsi daha sonra düştü.
Pamuk’ un yazdığı 6 kitap da İngilizce’ye çevrildi ve basıldı. Bunlardan biri 17. yüzyıl İstanbul’ unda geçen tarihi roman “Beyaz Kale” dir. Kitapları 40 değişik dile çevrildi ve toplum ve İslam ile laiklik ilişkisi konularında tartışmalar ile karşılaştı.
İsveç Akademisi: “ Kendi şehrinin melankolik ruhunun sorgulamasında (Pamuk) kültürlerin çatışması ve birbirine karışması üzerine yeni semboller keşfetmiştir” dedi.